"Adı Mehmet'ti"
- Esinti – Hayata Dair (Sayı: 4)
- 12/10/2024
(Gerçek bir hikâyeden uyarlanmıştır.) Adı Mehmet’ti. Kara saçları vardı aynı koca gözleri gibi. Okuduğumuz devlet lisesine o da benim gibi sonradan dâhil olmuştu. Bundan tamı tamına 21 yıl öncesinden bahsediyorum arkadaşlar! Tahmin edebileceğiniz gibi o zamanlar çok gençtik. Hayatın ne olduğunu daha doğrusu ne olmadığının yeni yeni farkına varıyorduk. Çocukluktan ergenliğe geçiş aşamasının insanın üzerinde…
DEVAMINI OKUYeni bir gün başlıyor eski bir adam için Erkenden kalkılacak el yüz yıkanacak, tuvalet vesaire ocağa çay konacak haberlere dalınacak TV’lerde sövülüp sayılacak Alışveriş filan olamaz bu pahalılıkta arada bir çıkıp yürümeli spor kabilinden hiç olmazsa on dakika bilemedin yirmi kaslar açılmalı, beden gerilmeli di mi? Öğlen oldu mu ardından kap kacak tıngırdamalı aş kaynamalı…
DEVAMINI OKUDüşecek olursan seni tutarım Su alıyorsan önce ben batarım Beni çağır, Fizan’dan da yeterim Ben annenim oğlum, hep yanındayım Al yangınlarında suyun olurum Keskin soğuklardan seni korurum Sen hiç merak etme, bir yol bulurum Annenim ben yavrum, hep başındayım Dara düşer isen, koşar gelirim Zorda kalır isen omuz veririm Olmazı oldurur, önüne sererim Kuzum ben…
DEVAMINI OKUİnsan uyanır her gün yeni bir güne Umutlarım gerçekleşsin bu gün diye Çırpınır, uğraşır, yorulursun ama nafile Hayat tüm acımasızlığıyla başlar güne Sanırsın her şey toz pembe Ama bakarsın, etrafın kara duman yine Dağılsın istersin olmasın böyle Sorarsın herkese, hayat neden böyle Sevmek güzeldir, seversin sende Sevdiğin, seni hiç sevmese de Yine de hayat, yaşamak…
DEVAMINI OKUBelediye Başkanlığı binasını ziyaret etmiş, başkan yardımcısı Fahrettin beye misafir olmuştuk. Hoş beş ten sonra, bizlere gül çayı ikram etmişti. Merakla tadına bakınca yüzlerimiz gülmeye başlamıştı. -Sizlere başımdan geçen bir hikâye anlatabilir miyim deyince olumlu anlamda başımızı sallamıştık. Ben dedi, biliyorsunuz daha önce Güneykent belediye başkanıydım. Sürekli misafirlerim geliyor ve gerçekten beğendiğim güzel işler yapıyorduk….
DEVAMINI OKUŞimdi kapat gözlerini desem, ne dersin? İtiraz istemem. Evet de ve kapat gözlerini olur mu? Nefesinin sesine kulak kesilip saniyeler birbirini kovalamaktan yorulana kadar ruhunu dinlendir. Bir Müddet de olsa kendini bembeyaz kanatlı barış güvercini gibi hayal et. Kanat çırp barış şarkıları ile dünya semalarında. Sonra, rüzgarın kendine has ritmine saçlarını emanet et. Havale geçirmek…
DEVAMINI OKUBir gün bakışlarım düştü Palazlanmış bir ağaca Dalına kuşlar üşüştü Renkleri biraz alaca Rüzgâr ağaca sarıldı Ağaç ona fısıldadı Belki de usum yanıldı Yorgundum düne görece Derken ağaç dile geldi “Gördüğün düş değil” dedi Bana anlayışla güldü Beni şaşırmış görünce Rüzgâr ile arkadaşmış Arada bir buluşurmuş O eserken konuşurmuş Anlattı kendi dilince Dedi ki, “Yalnızlık…
DEVAMINI OKUBiz ajanları hep kötülük yapmak için gelmiş insanlar olarak düşünürüz. Kendi başına dolaşan, garip kimselere çok da önem vermeyiz. Ancak özel bir görevle tanımadığı topraklara giden insanlar tarih boyunca her zaman olmuştur. Bunlar seyahat ettikleri insanları yakından tanımak amacıyla yapılan faaliyetlerdir. Bu topraklara önce kaşifler, sonra din adamları, en son sömürgeciler onları takip ederek gelmişlerdir….
DEVAMINI OKUAsıl mevzu ruha inmekte saklıydı ve biz ruhtaki tılsımı asla düşünmedik. Beyhude işler müdürü rütbesi altına gizlenmiş boş işler ile uğraşmayı meziyet zannettik. Elimizden bir şey gelmeyeceğini bile bile sosyolog olmaya yeltendik. Asıl mevzuyu ben dahil herkes halı altına süpürdü. Yanlış anlamayın! Metafizik ile falan uğraşın demiyorum. Kendinizi mutlu edecek, ruhunuza iyi gelecek bir planınız…
DEVAMINI OKUÖzgürlük, Paramparça olması altın kafesin Emekleyebilmesi küçük bebeğin Kanadını çırpması bir kelebeğin Dinginliği tatması âsi yüreğin Sevdayı tanıması göğüstekinin Dur demesi zulüme suskun bir dilin Salıverilmesidir tutulan nefesin Evine dönmesidir kordan güneşin Erincine sığınmak loş bir gölgenin Kol gezebilmesidir safi sevginin Dile gelebilmesi bütün düşlerin Türküler söylemesi gönül telinin Cehâleti yenmesi saf bilgeliğin Kendini hoşgörmesi…
DEVAMINI OKUGörürüm atları coşkun denizin yılgıçlarını Bölünür içim. Ölüm tiryakileri kanatlanır o zamanda Başkaldırı insansı bir sise bürünür. Kanallar açılır, geçer gemiler, Sonsuzun ucuna varır örtünürüm. Gün batıyor, evet, kesiliyor yelkenler, Dağ taş ufuk öykünüyor kendine Öyküler düzülüyor; Akşam ayinine hazırlanıyor şaman, Masalar yan yana diziliyor Sahnı Seman Medresesi’nde Dersler veriyor ol müderris Aşktan ateşten güzellikten…
DEVAMINI OKUYıldızlar düştü dün gece Bir metropol caddesinin Kaldırımları üstüne Eğildim, bir avuç topladım Çocuksu bir hevesle Sonra bir de baktım ki Konfetiymiş hepsi de Hiç durma yürüyorum Kendimi bildim bileli Tersine bir döngüde Ve dön dolaş Aynı yerden geçiyorum Belli ki istemsizce Yakamda, sukutuhayalden bir çiçek Gözlerimde hiç yeltenilmemiş umut Ve düşsüzlüğün boşluğu taa derinde…
DEVAMINI OKUNe param var ne malım Ne evim var ne yalım Amma bir varsıl gibi Boldur gönlüm bebeğim Ne sağım var ne solum Bomboştur elim kolum Hür bir uçurtma gibi Yeğniyim ben bebeğim Ne hesaba dalarım Ne gidene yanarım Çalıp oynayan gibi Kaygısızım bebeğim Ne bir çıkar güderim Ne kıskançlık ederim Tıpkı bir bebek gibi Masumum…
DEVAMINI OKUGüneş bana el ediyor Bulutlar kurşun karası Öyle bir mevsimdeyim ki Tam kışla bahar arası İyileşmeye yüz tuttu Eskinin derin yarası Bir dem erinç olsun derdim Hikaye imiş gerisi Sızlanmakla, yakınmakla Geçti ömrümün yarısı El âlem gülüp oynuyor Haydi başıma darısı Durulsun şu yüreciğim Dinsin artık fırtınası Esenliğe yelken açsın Onsun, dölensin marazı Aşık der…
DEVAMINI OKUFethetmesi mümkün olmayan bir kalenin… Surlarının dibindeyim tüm zamanlarımda. Ne zaman çıkmak istesem düşerim gözlerinin… Karanlık uçurumlarına. Her günüm aynı çile aynı keder Sayfa sayfa dökülüyor yapraklarım. Dağılmış bütün dizeler Dilim de son heceler hep seni söyler Uçsuz bucaksız kervan geçmez tepelerde Seni bulamayacağım yerdesin şimdi Yüreğimde konumsuz adresin Şimdi anlıyorum kaybetmişim seni….
DEVAMINI OKUKalkıp gelir marş ederek Acı tatlı bir çok anı Kimi lezzetinden yenmez Kimininse buruk tadı Pek taşkın duygular sonra Çığ misali büyür yolda Sevinç ve aşk, öfke, keder Dayanır kapılarına Ateşler o ateşini Otur der, yaz, çiz ve yarat Dönüştürür, titreştirir Gönül telini kat be kat Bir nefes üfler, fısıldar: “Damıt, süzgecinden geçir” Can verir,…
DEVAMINI OKUAh Efsun, ah! Bugün seni andık göle bakan bir manzarada Çaydan sonra oralet söyledik masaya Hani o Küçücük resimden gülümsemiştin ya bana Kısa bir tebessümle yer ettin muhabbetteki temaya Şimdi o sana döndü ruhum ve bedenim Başladım yaşamaya…. Dedim ki; Haydi, onu bana gönderiver Biliyordum! Canını istesem anca bu kadar üzer Olmaz diye düşündün biliyorum…
DEVAMINI OKUDüşüncelere dalmış bir şekilde patika yoldan sahile doğru ilerlerken doğanın büyüleyici beyaz örtüsünü gördükçe daha da mutlu oluyordu kadın. Her yer baharın müjdecisi papatya doluydu. Havayı saran mis gibi papatya kokusunu içine çektikten sonra içlerinden bir tanesini kopardı ve başladı papatya falına bakmaya. “Seviyor, sevmiyor. Seviyor, sevmiyor. Seviyor!” diye bağırdı son kalan yaprağı elinde tutarak….
DEVAMINI OKUSahile inen yolu sabırla yürüdüm. Erken çöken akşam karanlığı şehrin ışıklarını daha belirgin kılıyordu. Yağmur hafifçe yağıyordu, sanki yürüyenlere kıyamıyordu. Bu cümle fevkalade şiirsel olsa da koca bir klişedir. Klişe aslında rahatlıktı. Konfor alanından çıkmadan, yüzyıllardır yaşanmışlıkların getirdikleriydi. Kullandım işte. Ülkenin her köşesini işgal eden ve birbirinden farkı olmayan marketlerin birinde, bir marka biraya indirim…
DEVAMINI OKU…
DEVAMINI OKUSıçrayarak uyandım yattığım yerden. Tatlı bir rüzgâr sesi geliyordu arkadan kulağıma. Dışarısı çok soğuktu ve kara döneceğe benziyordu camı döven yağmur. Bu tatlı ve insanı uykuya sevk eden yağmurun melodisinin önünde ise mütemadiyen devam eden bir gürültü vardı. Gürültü diyorum çünkü bu kadar rahatsızlık verici bir ses en hafif tabirle bu şekilde adlandırılabilirdi. Sanki hayatınızdan…
DEVAMINI OKU