"Adı Mehmet'ti"
- Esinti – Hayata Dair (Sayı: 4)
- 12/10/2024
Nur
Gerçekten marjinal bir kitap okumak istiyorsanız tam da size göre bir kitap Karala-ma. Kitap; askerlere, şehitlere ve gazilere ithafen yazılmış. Olay örgüsü ve karakterleri kusursuz bir şekilde ve muhteşem. Abdurrahman Yücesoy popüler kültüre kitabın bir yerinde o kadar kibar bir şekilde laf sokuyor ki orda gülmüştüm. Ben hediye olarak bir kaç arkadaşıma satın alacağım. Herkesin okumasını istiyorum…
Gülhan Yücesoy
Farklı yaşamları olan insanların bir noktada buluşmaları, tanışmaları ve hayatlarının iç içe geçmeleri.. bir yandan da askerliğin zorluğu, Somali’de geçen zorlu zamanlar.. tüm bunların yanında sevgi..
Ayşe Türk Özerol
Bir kadının ağlamasına hiçbir zaman dayanamam. Hele ki sevdiğim bir kadınsa ağlayan, onun ağlaması benim için apayrı bir azap olur. #Kadınlar çok ağlıyor değil mi? Bu konu hakkında çok düşündüm ve kadınların #zayıf yapılı oldukları için değil de #duygusal oldukları için ağladıkları kanaatine vardım.
Esra
Yalnızlık günümüzün en vahim hastalığıdır ve tedavisi de maalesef sadece sizin elinizde olan bir durum da değildir.
Ahmet
Ne istemiştim ki bu hayattan? Durmuyor ruhumdaki bu kan kaybı. Yavaş yavaş eriyip gideceğim biliyorum. Sonunda bu derin yalnızlığımda, suskunluğumda kaybolacak ve hiçbir zaman aradığım o tatlı huzuru bulamadan, bu acımasız hayattan tek başıma çekip gideceğim.
Esra
Zihin ne mucizevi bir şeydir değil mi? Sadece kişiye özel, kimsenin erişemediği özel bir alan. Ya erişilebilir olsaydı ya da zihnin seninle bir oyun oynasaydı. Neyin gerçek neyin hayal olduğunu sorgulayacak ve zamanlar arasında yolculuk yapacaksınız. Sevgi ve intikamın ne kadar kuvvetli duygular olduğunu ve insanlara neler yaptırabileceğini öğrencisiniz. Bilim kurgu, distopya ve felsefenin iç içe geçtiği, sevgi ve intikamla harmanlandığı harika bir kitap #Katil2419. Seda yirmi iki yaşında bir üniversite öğrencisi. İnsanları seven ve onlara yardım etmeyi alışkanlık haline getiren sevecen biri. Selin, Seda’nın ev arkadaşı ve aynı okulda okuyorlar. Burjuva sınıfına düşkünlüğü olan ve her gece farklı erkeklerle takılan biri. Bertuğ yirmi dört yaşında, burjuva sınıfından ve neyi isterse elde etmeye alışmış şımarık oğlumuz. Şimdiki takıntısı Seda. Egosu onu reddeden Seda’yı istiyor. Bu üçlüyü bir araya getiren ve hayatlarını değiştiren Nadciv. Bu isme dikkat edin. Sizin her şeyi sorgulamanıza ve doğruyla yanlışın ne olduğunu düşünmeye itecek. Nadciv Bertuğ’u öyle bir oyuna davet ediyor ki kimlerin kurban olup kimlerin yaşayacağını soluksuz okuyacaksınız. Birden 400 yıl sonrası 2419 yılına gidiyoruz. İşte bu bölüm efsane. Büyük duvarların içinde yeni bir düzen, hata kabul etmeyen bir sistem. Ta ki Jen’e kadar.
Kahve Kokulu Kitaplar 1
“Yılanların sonu yine kendi zehirleriyle oldu..” Gerek kapak tasarımı gerek adıyla çok ilginizi çekecek bir kitap önerisi bırakıyorum sizlere arkadaşlar. Bertuğ zengin, şımarık bi gençtir. Elbette kafaya taktığı kişiyi elde etmek için elinden geleni yapıyor. Yalnız bir gün hiç beklemediği şekilde evde tek başına iken bir kesik parmak bulur ve hayatının sonunu getirecek olan olaylar silsilesi başlamış olur. Kitabımızın bayan karakteri ise sevdiği adamı kaybedince onun hatıra defterini kaynak alıp kitap yazmaya başlar. Tüm masumluğuyla o zorlu hayatını yaşamaya çalışır. Ve yazdıklarının 400yıl sonraya ne yapacağını bilemeden. Bölüm ve konu geçişlerinde sizi her seferinde ters köşe yapan okudukça kafanızı iyice karıştıran kitabımız aslında polisiye gibi görünse de daha çok distopya türündedir.
Özlem
Toplaşın, bugün çok enteresan bir kitap tavsiye edeceğim.Açıkçası kitabı okumadan önce yazarı ile azıcık sohbet etmişe ve #ikizbabası olduğu için kitap yazabilecek zaman yarattığından ötürü tebrik etmiş ve kitapla ilgili söylediklerinden sonra müthiş bir beklenti ile başlamıştım kitabı okumaya.Oldum olası sıradanın dışına çıkan,farklı olmaktan korkmayan insanları çok sevmişimdir. Daha kitabın ilk sayfasında önsöz ile “Hu hu benimle farklı bir okuma deneyimi yaşamak ister misin, dedi Abdurrahman Yücesoy
Abdurrahman Yücesoy Önsözden sonra yazarın notu ile başlıyor romanımız ve “Bak hele bak, neler oluyor yahu?”diyerek merak tohumlarını sulamaya başlıyoruz içimizde.Bazı detayları size özellikle anlatmayacağım çünkü kendiniz okuyun ve bu zekice hamlelerle mest olun istiyorum. Şimdi gelelim Seda, Selin, Nejat, Bertuğ ve Nadciv’e…Hangisinden başlasam anlatmaya diye okurken düşündüm vallahi.Ama ben uslu uslu anlatmayı sevmem bilirsiniz. O yüzden katil kim sorusunu şuraya bir bırakayım istiyorum önce. Seda üniversiteli güzel bir kızımız, romandaki en aklıbaşında karakter. Selin onun ev arkadaşı ve Seda’nın tam tersi özel hayat konusunda çok rahat ve özellikle zengin oğlanlarla ilişkileri ile göze batıyor. Nejat Seda’nın biricik aşkı, onca sevgi sözünün üstüne Nejat baya kayıplara karışmış.Nerede bu çocuk? İşte onun için bir 400 yıl beklemek zorunda kalabilirsiniz. Bertuğ istediği her şeyi hemen elde etmeye alışmış zengin çocuğu.Ama her erkek, illa bir kadın gelir değiştirir seni şarkısını söyler günün birinde. Seda Bertuğ’un tüm tekliflerini reddedince takıntı yapıyor Seda’yı oğlumuz. Derken bir akşam Bertuğ evde yalnızken Nadciv çıkıyor ortaya.İşte asıl mevzu da buradan sonra baya ortaya alevli bir hale geliyor.Kim bu Nadciv?Yaptıklarını ki bunları size asla söylemeyeceğim niye yapıyor? Taşlar bir bir yerine oturup puzzle tamamlandı derken birden bire Jen ve Kant çıkıyor ortaya ve dizi film tadındaki o akıcı roman #katil2419 bir anda bir #bilimkurgu hikayeye mi evriliyor acaba? Vallahi olur mu olur Yazan #abdurrahmanyücesoy ise her şey mümkün. Adam baya çılgın bir deli çünkü Katil kim sorusunda takılıp kalanlar ve devamını merak edenler bu kitabı mutlaka okuyun.
Süreyya
“Katil” kelimesi ağır bir kelimedir. Herhangi birine “katil” diye hitap etmek de ağır bir ithamdır. Peki “katil” denildiği zaman sizin aklınıza ilk kim yada nasıl bir olay gelir? Katil olmak için illaki birini öldürmek mi gerekir? Peki ya bizler başkasını suçlarken kendimizin de bir katil olmadığını iddia edebilir miyiz? Aslında insanın en büyük katili, düşmanı hatta şifacısı kendi vicdani değil midir? Yaptığı her güzel şeyde insanın başını okşayan, ruhunu yatıştıran yada yaptığı her yanlışta ruhunu sıkıştıran insanın kendi vicdani değil midir? Nadciv, ona da öyle söylediler daha doğduğu gün “katil” diye hitap ettiler halbuki o da her insan gibi masumdu en başında, yaşanılan kötü olaylarda hiçbir suçu yoktu ama kötü niyetli İnanoğlu kendi vicdanını rahatlatmak için illaki bir sorumlu bulmak zorundadır ya Nadciv de daha yolun en başında sorumlu tutuldu bütün kötülüklerden, bana kalırsa kitapta ki en masum karakterlerden biriydi. Bertuğ, ailesi tarafından fazlasıyla şımartılmış, istediğin her şeye hiç çaba sarf etmeden sahip olmuş yaptığı bütün hatalar (gençtir zamanla düzelir) sözü altında ört bas edilmiş ve kitabı okurken kafasını duvarlara vurmak istediğim tek karakter olur kendisi. Seda ve Selin birbirlerine siyah ve beyaz kadar zıt ve aynı evi paylaşmak zorunda kalan iki üniversite öğrencisi. Seda naif, insanlara yardım etmeyi seven, kalbinde hiçbir kötülük barındırmayan bir karakter Selin ise rahatına düşkün, şımarık, her zaman ön planda olmayı seven ve insanların duygularını çok fazla umursamayan bir karakter. Helin ise zengin bir ailenin tek kızı ve Bertuğ’un nişanlısı rolünü üstlenmişti bu oyunda. Nadciv, Seda, Selin, Bertuğ ve Helin bu gençleri ortak paydada buluşturan bu sistem aynı zamanda insanlığın karanlık yüzünü de ortaya çıkarıyor. Katil 2419 okurken…… SİSTEM KANUNLARI GEREĞİ KİTAP PROGRAMI HAKKINDA DAHA FAZLA BİLGİ VERMENİZE İZİN VERİLMEMEKTEDİR…. Pisikolojik gerilim, distopya, korku, felsefe ne ararsanız var kitapta üstelik bu kadar zor yazılan türlerin bir arda kurguda hiçbir boşluk bırakmadan harmanlanması da oldukça zordur. Son zamanlarda okuduğum en güzel ve anlamlı kitaplardan biriydi çünkü okurken ilk önce vicdanınızı sorguya çekiyorsunuz daha sonra kitapta verilen sosyal mesajlarla davranışlarınızı ve düşüncelerinizi akıl süzgecinden geçiriyorsunuz aslında anlatmak istediğim çok fazla şey var ama bazı kitapları anlatmak yetmez okumanız hatta yaşamanız gerekir. Katil 2419 da tam olarak yaşamanız gereken ve kesinlikle herkesin okumasını tavsiye edeceğim bir eser. Emeğinize yüreğinize sağlık yazarım kaleminiz daim olsun inşallah.
Buket İleri
Merhabalar bugün sizlere #Katil2419 kitabı ile geldim. Kitabın gerek kapağı gerek ismi ile okumayı heyecanla beklediğim bir kitaptı. Konusu o kadar etkileyici ve sürükleyici ki nasıl bittiğini anlamadım. Sizlere biraz kitaptan bahsedeyim… Son dönemde maalesef her gazete sayfasında her haber kanalında gördüğümüz kadın cinayetleri kaleme alınmış. Bilimkurgu, aşk, intikam dolu dolu kurgu okudum. Şu kadarını söyleyeyim ki kitabı okuduktan sonra bir çok şeyi sorgulamaya devam edeceksiniz. Gözünüzünü bir açıyorsunuz ve 400 yıl sonrasına uyanıyorsunuz. Peki neden neydi görmemiz gereken 400 yıl sonra neler olcaktı? Ne değişecekti. Öyle bir sistemin içinde bulacaksınız ki kendini hiç bitmesin istedim. Kitabın adında da yazdığı gibi bir Katil var peki bu katilin kim olduğunu öğrenecek miyiz? 2419 ne ? Suçlu muyuz yoksa suçlu olmak zorunda kaldığımız bir sistemde miyiz? Sizleri biraz merakta bırakıp keyifli okumalar dileyeceğim. Okuyanlardan mutlaka dönüşlerinizi bekliyorum…
Halime Acar
Yıl; 2019 Selin ve Seda üniversite okuyan aynı evde yaşayan iki arkadaş Selin ne kadar mütevazi sevecen ise Seda tam tersi Her gün başka biriyle takılan biri Bertuğ zengin bu yaşa kadar istediğini elde eden her istediği olan biri ve Selin’e kafayı takmış ne yaparsa yapsın Selin’i elde etmeye kararlı. Bertuğ bir gün eve gittiğinde bir zarf ve kesik bir parmak bulur. Başına geleceklerinden habersizdir Kendine #Nacvid diyen biri ona neler yapmasını gerektiğinin talimatlarını verir. Yıl; 2419 Bir uyanıyorsunuz ve yıl 2419 yılındasınız tam 400 yıl sonrası ve birçok şey sistem tarafından yönetiliyor ne hissederdiniz? Jen girdiği sistemde uyanamıyor ve uyanamazsa Jen ölecektir Babasının aldığı karar Jen’i kurtaracak mı? Evinde ölü olarak bulunan Bertuğ’un katili kim? Selin’e ne oldu niye hastanededir? Kitabı ilk elime aldığımda bir polise kitap okuyacağım diye bekliyordum. Evet bir katil var ama işin içinde polis yok Peki ama katil kim. Sonlara doğru tatilin Aslında kim olduğunu öğreniyoruz ama çok farklı bir şekilde farklı bir katilimiz var Yazar birçok tarzı bir ara bir arada barındırmış diskotik felsefe edebiyat.. Yazarım farklı bir tarzı vardı ben çoğu yerde kendime bazı sorular sorarken buldum. Bazı yerlerde yazar kendi fikirlerine de yer vermiş.
Sibel
❥ ❥ ❥_ КᎥϮᕱᎵ ӇᕱККıภᎠᕱ _ ❝ KATİL 2419 / ABDURRAHMAN YÜCESOY ❞ “..İnsan türü zamanla her halükarda değişime uğruyor ve değişim devam ettikçe türünün sorunlarının da kendisi ile beraber değişime uğradığını düşünüyorum. Ancak nedense bir türlü temelde var olan sorunlarımıza kesin ve etkili bir çözüm yolu bulamıyoruz. Bunun sebebinin de ilkel benliğimiz karşısında her zaman aciz durumda kalmamız olduğunu düşünmekteyim. İlkel benliğimizi yenecek gücü kendimizde hiçbir zaman tam manasıyla bulamamaktayız. Belki de en temel sorunumuz acımasız ilkel benliklere sahip olmamız olabilir. Mesela bu koca evrende kendi türüne sadece egoları yüzünden kıyabilecek başka bir canlı türü var mıdır??? Sanırım yok veya ben var olduğunu düşünemiyorum. Bir hayvanın, bir bitkinin veya bir mantarın kendi türündeki canlıları sadece zevk için katlettiğine veya zarar verdiğine hiç şahit olanınız var mı??? Sanırım yine yok…..
Tuğba /Rabia
Seda, anne ve babası tarafından yıllar önce terk edilen bir genç kızdır. Çok sevdiği Nejat’ı da bir hastalık sonucu kaybedince tek başına kalan genç kız, hayata bir şekilde tutunmaya çalışır. Başarılı bir öğrenci olduğu için üniversiteyi burslu kazanır ve yine kendisi gibi burslu olan bir öğrenci ile aynı evde yaşar. Selin, onun hem ev arkadaşı hem de en yakın dostudur. Bir gün okuldaki şımarık öğrencilerden biri olan Bertuğ’un Selin’i eve davet etmesi ile işler karışır. İşte o gün Bertuğ da katilimiz Nadciv’ le tanışır. Aslında kurgu bu şekilde devam edecek diye düşünürken tamamen farklı şekilde yol almaya başlar. Sistem üzerinde yaşayan insanlar, tamamen derin bir otorite içinde hayatlarını sürmeye çalışırlar. Bütün yaşantıları, okunacak kitaplarına varana kadar sistem tarafından kontrol edilen bu insanlar bir gün baş kaldırmaya başlayacaktır. Peki bu başkaldırı, kahramanımız Seda’yı nasıl etkileyecek? Ve asıl soru kitapta okuduğumuz gerçek katil ya da katiller aslında kimdir? Doğrusu sade bir polisiye romanı okuyacağımı sanırken ütopya-distopya karışımı bir kurgu okudum. Yazar, her şeyi o kadar güzel harmanlamış ki hiçbir yer okurken abartı ya da yabancı gelmedi. Özellikle sonlara doğru konunun hızlanması başlarda bir parça yorulan benim için çok iyi oldu. Farklı tarz bir kitap okumak ve üzerinde kafa yormak isteyenler için gayet güzel bir tercih bence. Zira özellikle son kısımlar oldukça üzerinde düşünülecek bölümlerdi. Özellikle kadın cinayetlerine değinen yazarımız çok da güzel sosyal mesajlar vermiş.
Esra
Hepimiz doğduğumuz andan itibaren belirli amaçlar için yaşarız. Öncelikle iyi bir evlat, güzel bir eğitim, başarılı bir iş; daha sonra huzurlu bir yuva ve çocuklar takip eder hayat döngüsünü. Yazarımız #Gailesizler kitabında, karakterimiz Cenk üzerinden hayattaki amaçlarımıza ve hayatı nasıl tanımladığımıza dair düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor bizleri. Yaptığımız seçimlere neye göre karar veriyoruz ve sonuçlarının üzerimizdeki etkileri neler oluyor? Tüm bunları farklı bir açıdan inceleyip hayatınıza büyüteçle bakmaya hazır mısınız? Cenk, hayata 1-0 yenik başlayan bir birey. Hayat ona annesini tanıma fırsatını vermediği gibi baba sevgisini de sunmamış. Dedesi ve babaannesi ile büyümüş. Çoğumuz gibi hayalleri olan ve bu hayalleri gerçeğe geçirmeye çalışan bir hayalperest. Zekasının da yardımıyla kurduğu işini büyütmüş ve tam da iyi paralar kazanırken, rakiplerinin oyunları sonucu tüm parasını kaybeder. Umutları tükenmiş ve bitik bir şekilde dolaşırken, yoluna çıkan şeyleri hayatın ona sunduğu işaretler olarak düşünüp takip eder. Bu yol onu; tekrar nefes almasını sağlayan ve sevginin ne demek olduğunu anlayacağı Ceren’e götürür. Bu ikilinin kendi aralarında yaşadıkları sürekli tebessüm etmenizi sağlarken, geçmişleri yüreklerinizi dağlayacak. Özellikle Ceren’i kanatlarınız altına almak isteyeceksiniz. Eski çalışanı olan Göktuğ’un, Cenk’in şirketini kapatmasının sebeplerini bulup onunla iletişime geçmesiyle, çok farklı heyecanlara yelken açıyoruz. Gruba Ceren’in arkadaşı Gökçe de katılınca, bu dörtlümüz sayesinde aşkı ve dostluğu mercek altına alıp “Doğru olan nedir?”, “Seçimlerimiz sadece bizi mi etkiler?” gibi soruları düşünmeye başlıyoruz. Her karakter farklı bir içsel yolculuğa, her yaşanan ise sonuçlarıyla birlikte vicdan tartısına çıkaracak. Hepsi özel ve etkileyici olsa da Göktuğ’un yaşadıkları bana ayrı bir dokundu. Bu arada; dilimize Arapçadan geçen “gaile” sözcüğü sıkıntı, dert, keder ve üzüntü anlamına geliyor. Akıcı, etkileyici ve düşündürücü bir kitaptı. Keyifli okumalar…
Gülhan
Yazarımız Katil 2419 adlı romanın devamı olan bu kitapta önceden eksik ya da hatalı olan konuları aslında bilerek öyle yaptığını bu kitapta okuyucuya anlatıyor. Kitap olaylara direk nabzı yüksek tutarak başlıyor. Heyecan ve merak duygusu ilk sayfalarda sizi içine alarak ilerliyor. Yer yer felsefi düşüncelere girerek esler veriyor, tempoyu dengede tutuyor. Hem, Dan, Sami ve Sophie Sistem’e karşı çıktıkları bu yolda fedakarlık, cesaret gibi kavramları işliyor. Kimi zaman bazıları hain konumuna düşerken kimisi de kendini bu savaş uğruna feda ediyor. Yazarımız kitabın finalinde sonu okuyucuya bırakarak onların tercihlerine göre bir bitiş sağlıyor. Peki siz Katil misiniz yoksa Maktul mu? Güzel bir bilim kurgu ve gerilim romanı örneği olmuş.
Esra
Hayatın gerçekleriyle yüzleşmeye hazır mısınız? Distopik bir evrende bilim kurgu esintileri yaşattığı gibi felsefi yönüyle de düşüncelere itecek bir kitap. Arkadaşlık, vicdan ve fedakarlık çok güzel işlenmiş. Bir yandan güçlü olanın güçsüzü ezme çabasını, çıkar savaşlarını ve insanların birbirlerine karşı olan anlamsız düşmanlığını okurken bir yandan da tüm bunlara duyarlı olan insanların bu düzeni değiştirmek için verdikleri mücadeleleri ve yaptıkları fedakarlıkları okuyoruz. Serinin ilk kitabı #Katil2419 da vicdanın yok oluşuna, sevgisizliğe ve insanların kalplerinin nasıl karardığına tanık olmuştuk. Bazen insanın nasıl kendi vicdanını öldürerek katil olduğunu görmüştük. Tüm bunlar günümüzde başlayıp dört yüz yıl sonrasına gitmiş ve distopik bir sistemle karşılaşmıştık. Bu sistem ve sistem dışında kalanların mücadelelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Dan, Sami, Sophie ve Jen çocukluklarından beri ayrılmayan dört yakın arkadaş. Sistemin içinde yaşayan ve Sistem Özgürlük Harekatı’nı başlatan Ayrılıkçılar grubuydular. Bu grup okurken sizi duygudan duyguya sürükleyecek. Fedakarlıkları ve göze aldıkları size de güç verecek. Yaşanılanlar bazen kendinizi yenilmez ve her problemi çözebilecek gibi hissettirirken bazen de çaresiz ve bitik bir hale bürünmenize sebep olacak. Çok çetin bir savaş okurları bekliyor. Doğru tarafta ve doğru idealler uğruna savaşabilmek için seçimini iyi yapmalı geleceği öngörebilmelisin. Fedakarlık yapmaya cesaretin var mı? Gerekli olduğunda vicdanının katili olabilir misin? Kitabın sonunda seçiminizi yapacaksınız. Katil misiniz yoksa Maktul mü?