Burası Çanakkale,
Gök mavi, yer kırmızı
Kem bakanın gözünü oyar,
Namusa uzanan elleri kırarız
Vermeyiz ırzımızı
Şekersiz hoşaf bal gibi gelir
Kral sofrasına değişmedik,
Değişmeyiz, değişmeyeceğiz…
Bayat ekmek, kuru soğanlı rızkımızı
Burası Çanakkale, gök mavi yer kırmızı
Koca Seyit’in kemik sesi çınlar
Dört bir yanımızda
Özgür ruhluyuz,
Yiğitlik akar ta ezelden kanımızda
Cengâver anaların gözyaşı tuz
Yağsız çorbamızda
Cennete uzanan fidanlar yükseliyor
Kanla sulanan toprağımızda
Önce vatan,
Kalleşlik yoktur bizim mayamızda
Burası Çanakkale, gök mavi yer kırmızı
Kızıl toprağı bayrağa katıp
Gururla göndere çektik
Biz Çanakkale’ye buğday değil,
Avuç avuç yiğit ektik
Yedi düvel akın akın geldi,
Biz hep tektik
On beşlik kuzular
Çarıksız koşarken cepheye
Peygamberin sözünde müjde,
Gözünde ise pektik
Burası Çanakkale, gök mavi yer kırmızı
Bir sorabilseydik analara…
Evladına kına yakmadaki zevki
Şüheda göğsünden vurulup…
Ayakta karşıladı Melek’ül Mevt’i
Arkasına bakmadan kaçanlar var ya
Anlamazlar şehitlikteki şevki
Kelime-i Şahadetle gözlerde belirir,
Sonsuzluktaki mevki…
Burası Çanakkale, gök mavi yer kırmızı
Burası Anadolu, gök mavi yer kırmızı…