Edebiyat düşkünlerinin yakından tanıdığı İnce Mehmet romanının kahramanı Mehmet’in gerçek hikayesini merak ettiniz mi? Konar göçerlerin yazlık yurdu olan topraklarımızda yaşanan gerçek yaşam öyküsünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mehmet tahminen 1872 yılında Sarıkeçili aşiretinden Gülceğiz Ramazanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Aşireti kışın Aydın yada Antalya, yazlarıysa Afyon, Konya, Isparta-Aksu yaylalarında kalıyordu. Büyüyünce Sultan isimli kadınla evlendi, bu sırada aile olarak 1900 yıllarda çevrelerindeki geleneğe uyarak, Afyon Çay-Çayırözü köyünden iki yüz dönüm kadar arazi satın alırlar. Ancak daha sonra aşiret dışından Senem isimli bir kadınla da evlenince etrafındaki insanlarda hoşnutsuzluk görülmeye başlamıştı. Bu sıralarda Anadolu işgal altına alınınca Milli Mücadele için gönüllü toplanmaya başlanmıştı. Kısa bir dönem Dinar çevresinde düşmana karşı mücadeleye katıldıysa da babasının köyden ayrılmasını istememesi üzerine bu yönde davrandığı görülmekteydi.
Ancak komşu aşiret olan Buhurcular Milli Mücadeleye destek verdikleri için şımarık hareketlerde bulunmakta sakınca görmüyorlardı. Öyle ki Mehmet ve akrabalarının tarlalarına otlak olarak kullanıyorlardı. Bardağı taşıran damla daha önceki yurtlarında gömdükleri paraları çıkarıp dönmekte olan kadınların soyulması olmuştu. Beraberindeki üç dört arkadaşıyla dağa çıkan Mehmet o çevrede güçlü olan Koca Mustafa efeye katılma kararı almıştı. Dinar çevresinde etkili olan Koca Mustafa efe beraberinde elli civarında adamıyla dağlarda geziyor, hükümet düşmanla uğraştığından rahat hareket ediyorlardı. Fakat İnce Mehmet efe dağa çıkmış da olsa mert insandı, jandarmayla girdikleri çatışmalarda öldürücü yerlere kurşun atmaz, hele namusa kesinlikle el uzatmazdı.
Bu konuda Koca Mustafa efeyle tartışıyorlardı, zaferden sonra hükümet güçleri artık daha rahat dağdakilerle uğraşmaya başlayınca beklenen sonun geldiğini düşünerek İnce Mehmet ayrılma kararı alarak ,altı yedi arkadaşıyla ayrılırlar. Üzerinden çok geçmeden Koca Mustafa efenin gurubu Dinara bağlı Karataş köyü yakınlarında Koç kayası denilen yerde jandarmayla çatışmaya girip, öldürüldüler. Bunun üzerine Mehmet Efe ve arkadaşları Sultan dağındaki Kiraz yaylasında altı ay kadar saklanarak hazırlıklarını yaptılar. Alacaklarını toplayarak Çukurova tarafına giderler. Burada düzen kurunca, ailelerini de getirtir. Çevresindeki insanlara kendisini molla Mehmet olarak tanıtır, iki yüz kadar davar alarak iyi bildiği konar-göçer hayata başlar. Bir ara Mersin tarafına da gider, yaz aylarında Bolkar dağlarına gitmektedir.
1937 yılında yayla zamanı geldiğinde İnce Mehmet hastalanır, oğlu Ramazan geldiğinde onu vefat etmiş olarak bulur. Bu sırada Ramazan on yedi yaşlarındadır, devam etme kararı alsalar da annesi de vefat edince köyden gelen olumsuz haberlere de bakarak (1947) memleketlerine dönme kararı alırlar. Yaşar Kemalin yakın dostu olan Ruhi Su aracılığıyla İnce Mehmet hakkında yakılan türküleri dinleyip, etkilendiği tahmin edilmektedir.
Geniş Bilgi İçin: Saffet Uysalın araştırması