“3. SINIF KİTAPSEVERLER”

  • 30/11/2023
  • 120 Görüntülenme
“3. SINIF KİTAPSEVERLER”
Adnan TasarAdnan Tasar

Isparta Kitap fuarında okuyucularımızla buluşmak için gitmiştik. Eğirdir’den yazar arkadaşım Muzaffer Çelik ile yayınevlerine ziyaret yapmayı düşündük. İki yazar olarak ayağımıza kadar gelen bu imkânı kullanmalıydık. Bir standa gidiyor ve patronu soruyorduk, genelde kenarda sessizce oturan kişiler oluyordu. Onlara soruyorduk,
-Bir çay içimi vaktiniz var mı?
-Buyurun denilince açılan daracık yerden kitapların arkasına geçiyorduk. Stant görevlisi gençler bize kâğıt bardaklarda çay getirmek için hareketlenirken zaten dar alanda sıkışarak oturuyor, kısa bir tanışmanın ardından sorularımızı sıralıyorduk. Kolay değil, bir yayın evi sahibiyle sohbet ediyorduk. Kafamızda deli sorular, sıraya sokup, seslendiriyorduk. Sanırım yönetici de çok sıkılmış olmalı ki samimiyetle merak ettiklerimizi cevaplandırmaya çalışıyordu. Okan Bey bardağından bir yudum alarak, Muzaffer beyin sorusunu cevaplandırmaya başladı.
-Bizim üç tip müşterimiz vardır. Birincisi ne aradığını bilen insanlardır, filan yazarın filan kitabını arıyorum derler. Bunlara yapacağımız fazlaca bir şey yoktur. Kitap varsa, arar bulur parasını alırız, işlem biter. İkincisi filanca yazarın kitapları var mı derler. Kitapları arar, tarar, okumadığı kitapları satmaya çalışırız. Burada da gördüğünüz gibi fazla bir seçeneğimiz yoktur. Bir de üçüncü grup müşterimiz vardır,
-Güzel bir kitap arıyorum derler. İşte burada biz devreye gireriz. Macera, cinayet, korku türlerini sorar, sevdiği dalı öğreniriz. Gayet zevk aldığımız sohbetler yaparız. Dikkat edin, sizler de de bizler de bu müşteri grubuna hizmet ediyoruz. Bütün çabamız bu müşterilerimizi memnun etmek için harcıyoruz. Bu üçüncü grup iyi i var çükü onlar olmazsa bizler kendilerini tekrar eden matbaacılar olurduk. Bu okuyucular yüzünden yeni yazarların, yeni kitapların peşine düşüyoruz. Yani bir yayınevini yayınevi yapan bu üçüncü grup okuyuculardır.
Şairliği ve yazarlığı bazı insanlara has olmasını önleyen işte bu insanlardır. Yeni soluklar getiren sizler gibi yazarlarla tanışmamızı sağlayan bu kitapseverlerdir. Bu tip kitap okuyucularının artması herkesin yararınadır. Tabi biz yayınevi olarak gelen bir eseri değerlendiriyoruz, fakat yazarımız,
-Bunu ben yazdım, bu eser benim, el sürdürmem diye inat ettiğinde elimiz-kolumuz bağlanıyor. Bir de kitap satışında kapak tasarımı büyük rol oynuyor. Yazar, illa kapak şöyle olsun dediğinde ne yapacağımızı bilemiyoruz. Yazarlarımız özellikle ilk kitaplarında bu kadar inat etmemeli, biz profesyonellere güvenmesi gerektiğini belirtiyoruz. Kitap almaya gelenler bunların isimlerini vererek geldiklerinde yani birinci ve ikinci tip müşterilere sahip olduklarında bu hareketleri yapabilirler.
Teşekkür edip ayrılırken, ufkumuzun biraz daha genişlediğini fark ediyorduk. Kitap okumanın ve yazmanın dışında da bu işten ekmek yiyenlerin varlığını daha iyi görmeye başlamıştık. Size inanan, emek veren, fuarlara katılan, imza günleri düzenleyen insanlarımız var. Elbette bu insanları da düşünmeliyiz.
Hiç düşündünüz mü, siz hangi kitapsever grubuna giriyorsunuz? Sadece bilindik yazarları okuyan mı, yani güvenlikçilerden mi, yoksa maceralı denizlerin gündelikçilerini mi? Biz mi, biz üçüncü gurubu seviyoruz.

İletişime Geç
Yardıma mı ihtiyacınız var?
Merhaba! Esinti Yayınları 👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz?