Zannetme ki dünya engelliye dar…
ENGEL SİZSİNİZ, derken diyeceklerim var.
Sen; ayakkabım eskimiş diye üzülürken
Ayakları olmayan ben, neylesin
Sen, yanı başında cennetini görmezken
Anne kokusuyla avunan ben, neylesin
Papatyalara basıp geçmek neyin nesi
Eğilip gül koklayamayan ben, neylesin
Kalabalık içinde insanlar yapayalnız
Babasını kucaklayamayan ben, neylesin
Sen, Yürümekten usanıp şikayet ederken yollardan
Yıllarca yatakla sırdaş olan ben, neylesin
Parktaki salıncağı, kaydırağı beğenme!
Tekerlekli sandalyeden parkı seyreden ben, neylesin
Duymadın değil mi bahçendeki kuş seslerinin ahengini
Bir kanarya sesine hasret kalan ben, neylesin
Pencerene yağmur damlaları vurur, yıl boyu
Oturmaya devam et, görme, duyma, hissetme!
Bir damla yağmura dokunamayan ben, neylesin
Tatlı bir kelamı çok görür insanlar
Bir cümle kurmaya hasret ben, neylesin
Minarelerden arşa yükselirken nağme nağme ezan
Kulak kesilip dinleyemeyen ben, neylesin
Bil, kalem tutup yazan ellerinin kıymetini
Duygu yüklü bir mektupla
annesini sevindiremeyen ben, neylesin
Bülbüller güle şarkılar söylerken
neşeyle eşlik edersin ya ya sen
Tercümansız kelimeye dökülemeyen sessiz ben, neylesin
Öyle bir anlat ki resmetmedeyim dünyanın güzelliklerini
Çiçekleri rengarenk boyayamayan ben, neylesin
Ben, sessiz çığlığın sesi;
engel sizsiniz diye sonlandırıyor sözlerini
Engel biziz biz,
tutar ama hissetmez bizim ellerimiz
Bakarız ama görmeyiz,
Darılmış mıdır acaba yılda bir gördükleriniz?
Duyup, hiç yokmuşçasına adımlayan
sesin nerden geldiğine aldırmayanlara serzenişimiz
Sevgi engelsizken,
Sevgiye engel kalp neylesin
ENGEL SİZSİNİZ, anlatamayan ben, neylesin